Doğadaki her canlı yaşamak için sonuna (ölünceye) kadar mücadele eder. Yaşadıkları çevrenin şartları değişirse canlılar yaşamlarını devam ettirmek için önce çevre şartlarını değiştirmek için mücadele eder, bunu başaramazlarsa kendilerinde bazı değişiklikler yapıp yeni çevre şartlarına uyarak yaşarlar.
Canlıların en küçük parçası hücredir. Hücreler de birer canlı varlıktır ve onlar da yaşamak için ölünceye kadar mücadele ederler. Sağlıklı hücreler yaşamlarını sürdürebilmek için hafif alkali pH seviyesini korumak zorundadırlar. Koruyamazlarsa ölürler.
Asidite çok arttığında, o bölgedeki sağlıklı hücreler ölmeye başlar. Hücrelerden bir kısmı ise, değişen yeni asidik ortam şartlarına göre kendi formlarında değişiklik yaparak yaşamaya devam ederler. Bazı ekstra durumlarda bunda başarılı olurlar. Eğer bunda başarılı olurlarsa işte bu kanserin başlangıcı olur.
Kanserli hücreler asidik, sağlıklı hücreler ise hafif alkalidir. Kanserli tümörler ameliyatla tamamen alınıp temizlense bile o bölge asidik kaldığı sürece aynı bölgede bir süre sonra yeni kanserli tümörler oluşabilir.
Kanserin diğer adı kötü huylu tümör olup, bir grup hücrenin form değiştirerek kontrolsüz olarak normalden fazla çoğalması, komşu dokulara saldırarak buralardaki hücreleri tahrip etmesi, lenf ve kan yoluyla metastaz yaparak başka organlara yayılması ile meydana gelen ve ilerleyen bir hastalıktır.
Kanser, anne karnındaki bebekte ve her yaştaki insanda görülebilir. Ancak kanser çeşitlerinin meydana gelme riski yaşın ilerlemesiyle artar. Ayrıca bu riskin büyüklüğü insanların beslenme, yaşam ve çevre şartları ile bağlantılı olarak değişir.
Birkaç çarpıcı veriyi paylaşmak gerekirse: